




AkdağOrtaköy Sitesi
Azariden Musurata Bizim Köyümüz
Akdağmadeni, yerleşim yeri olarak XIX. Yüzyılın ortalarında ve idari yetkiye de haiz bir isimli kurşun işletmesi müdürlüğü olarak kurulmuş ve Madenciler nahiyesi diye adlandırılmıştır. İlçemiz tarihi 1815 yılına kadar ormanlık olduğu için bilinmemektedir. İşletmenin şimdiki belediye garajının bulunduğu yere kurulmasıyla; Gümüşhane, Trabzon, Arapgir ve Ahıska’dan gelen işçilerle nüfuz hayli artmış ve 1871 tarihinde ilçe hüviyeti kazanmıştır. 1923 yılında kasaba 1.250 hani iken Rum ve Ermenilerin 1924-1927 yılında Yunanistan’a mübadele suretiyle nakilleri üzerine nüfus miktarı oldukça azalmıştır. Aynı tarihte Yunanistan’dan Selanik’in Kayalar bölgesinden mübadele suretiyle gelen 266 hane Türk kasabaya yerleştirilmiş ise de, bunların bir kısmının başka taraflara göçleri üzerine nüfus eksilmesi uzun yıllar telafi edilememiştir. Yine bu tarihlerde köylerde de mübadele yapılmış, Romanya, Bulgaristan (1951) ve 1935 yılında Yugoslavya’dan gelen 790 hane menkul aile köylere yerleştirilmiştir. Hariçten gelen bu mübadil ve göçmenlerden 2/3’ü yurt içinden başka kazalara göç etmişlerdir. Gelen mübadillerin tütüncü olmaları nedeniyle tütün mıntıkasında yerleştirilmiştir. Bulunan akrabalarının yanlarına gitmek istemeleri tekrar göçmelerine sebep olmuştur. Akdağmadeni’nin kuruluşu, itibariyle civar ilçelere nazaran uzun bir geçmişe sahiptir. Bağlı bulunduğu Yozgat ili uzun yıllar Bozok Sancağı adi ile anılan ve Kayseri’yi de içine alan sancağın merkezi kazanın şimdiki Çepni köyü olan Karahisar Beyramşah kazasına bağlı göstermektedir. İlçenin merkezi 1815 yılına kadar ormanlık olduğu bugünkü kasabaya bağlı civar Güneyli Mahallesi’nin kasaba içindeki havuzda (Şimdiki Pazaryeri) hayvanları korkarak sulamaya getirdikleri ve çamlığın sıklığından hayvanların zor girdiği söylenmektedir. 1860 yılında Karahisar Beyramşah kazasına bağlı bir nahiye vücuda gelmiş ve Akdağmadeni 1871 yılında da Karahisar Beyramşah kazası inşa edilerek Akdağmadeni nahiyesine kaza teşkilatı kurulmuş ve Yozgat’a bağlanmıştır. Kaza merkezi birkaç ay sonra eski bir nahiye olan Karamağara (Saraykent) köyüne nakledilmişse de 1876 yılında tekrar Akdağmadeni kasabasına gelmiş ve Karamağara köyü de bu kazaya bağlık bir nahiye olarak kalmıştır. Madenciler nahiyesi olan bu yeni kuruluşun yönetimine sırasıyla; Hasbeldi Hacı Emin Ağa, Arapkirlioğlu Hacı Hüseyin Ağa, Tepedelinli Mehmet Ali Paşa torunlarından Ahmet Efendi (Arnavut Ahmet Efendi) şair ve Hariciye-Dahiliye Nazırlıkları yapmış Akif Faşa torunlarından Rıfat Efendi memur edilmiştir
İLÇENİN ADI NEREDEN GELMEKTEDİR ?
Yöre isminin belirlenmesinde, sahip olduğu ve işletilmeye açılan yeraltı madenlerinin büyük rolü olmuştur.Akdağ eteklerinde Çinko-Kurşun madeni işletmesi kurulmuş ve “Maden” kelimesi zamanla bu yerleşim yerinin ismi olmuştur.Maden işçilerinin akınıyla yerleşik köy düzenine geçilen bu yöre, belirli bir süre “Maden” adıyla anılmıştır.Akdağ eteklerinde kurulması nedeniyle de, dağın ismine atıfla “Akdağlar’dan çıkan maden” anlamına gelen AKDAĞMADENİ adını almıştır…
AKDAĞMADENİ’NDE MİLLİ MÜCADELE
Bugün Akdağmadeni’nin bulunduğu Yozgat ili ve havalisi, Milli Mücadele’nin başlarında oldukça sıkıntı çekmiş, 14 Haziran 1920 tarihinde asilerin eline düşmüştür. Kanları pahasına vatanlarına sarılan ve bu yolda şehit olan (düşen) vatandaşlar arasında ilçede Arapkirli’ler diye anılan Mehmet oğlu Tevfik Bey’i zikretmek gerekir. Tevfik Bey, Milli Mücadele’ye iştirak etmiş ve karamağara (şimdi Saraykent) Bucak müdürü iken asiler tarafından 16 Kasım 1920 Cuma günü hunharca katledilerek şehitlik mertebesine ulaşmıştır. Bugün kasabada (Şimdiki Haşim Bey tepesinde) abidesi vardır. Bu tepede yakın yıllara kadar Ramazan Ayı’nda İftar Topu atılırdı.
AKDAĞMADENİ’NİN COĞRAFİ YAPISI
Rakım:1.330 m. Yüzölçümü: 2.112 km2. İl merkezinin doğusunda yer alan Akdağmadeni, doğuda Sivas-Şarkışla, güneyde Çayıralan, batıda Sarıkaya ve Saraykent, kuzeyde ise, Kadışehri ile çevrilidir. İKLİMİ İlçe iklimi karasal iklimden ziyade, Karadeniz iklimi ve karasal iklim arasında bir geçiş tipidir. İlçe yayla olduğu için orta Anadolu’nun iklimine benzerliği olup, yazın fazla sıcak; kışın da dondurucu soğuklar olmaz. Kar yağışı ,Yozgat da olduğu gibi, Kasım ayının ortalarında başlar. Akdağlar da kar Haziran, hatta Temmuz ayına kadar yerde kalır. Akdağmadeni’nin ormanlık ve yüksek oluşu yüzünden yıllık yağış miktarı ortalama 478-500 mmdir. Yazın sıcaklık 20-25 Carasında değişmektedir. Yıllık sıcaklık ortalaması 8-12 Carasında oynar. Bunun 100/50 -60 bitki mevsiminde yağar. Havası genellikle rutubetlidir. Rüzgarlar, doğu ve güneyden eser. Kuzey rüzgarlarına karşı, dağlar koruyucu bir durumdadır.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Akdağmadeni’nde yağış çok olduğu için doğal bitki örtüsünü genelde ormanlar oluşturmaktadır. İldeki en geniş orman alanına sahip olan Akdağmadeni’nde sarı çam, ardıç, yabani fındık, alaç ve palamut gibi ağaç türleri bulunmaktadır. Orman dışındaki alanlar ise, daha çok mera olarak değerlendirilen bozkırlar ve çayırlardır. İlçe topraklarının 32,5′inin ormanlarla kaplıdır. Türkiye orman ortalaması 13,6: İç Anadolu Bölgesi orman ortalaması ise ancak %5,8’dir. Akdağmadeni ilçesi orman yüzdesinin, dahil olduğu İç Anadolu bölgesinden fazla oluşunun yegane sebebi, yükseltinin fazlalığı ve İç Anadolu’ya oranla geçiş iklim tipinde bulunmasıdır. Bundan 20 yıl önce ilçe yüzölçümünün %49′u ormanlarla kaplıydı. Ancak son yıllardaki tarla açmaları nedeniyle arazinin ancak %32′sinde orman örtüsü kalmıştır. İlçede ormanlık saha daha çok güneydoğu bölümdeki dağlık alanda yoğunlaşmaktadır. Buralarda büyük yerleşim yerleri olmadığından orman örtüsü varlığını muhafaza etmektedir. İlçe ormanlarının %65,6′sı koru ormanı, %34,4′ü baltalık ormanıdır. İlçede yer yer yayvan yapraklı ormanlar (Meşelikler) ve iğne yapraklı ormanlar (boyu 25-30 metreyi bulan Karaçam ve Kızılçam) bulunur. Yayvan yapraklı ormanlarla iğne yapraklı ormanlar, karışık olarak görülür. İlçenin batısında, Sazlıdere Köyü ve karşısından itibaren ilçe sınırına kadar ana yol üzeri ve çevresi özellikle kuzeye düşen kısmı tamamen meşelik kaplıdır. Oluközü Köyü Meşe Korusu Anadolu da ayrı bir nadide yer olarak gösterilir. Köy halkı arasında öyle bir sistemle düzenli kesim (teskere) anlayışı yerleşmiştir ki; koruluğu 20 bölgeye ayırarak her sene bir kesim aralığında kullanılıp diğer sene başka kesim aralığına geçilmektedir. Meşe koruluğunun muntazamlığını koruması, köy halkının üzerinde titremesi ve kesimin intizamlı bir şekilde yapılmasının da büyük bir pay vardır. İlçenin ormanları yaş itibariyle çok gençtir. Ortalama 10-15 metreyüksekliğinde olan sarı çam ağaçlarının arasında az miktar da karamaz ağacı bulunmaktadır. Karamaz ağıcı Türkiye’de sadece bu ilçede bulunmaktadır. Karamaz ağacı daha çok ilçenin kuzey doğusunda, doğu ormanlarının güneye bakan yamaçlarında yetişmektedir. Akdağmadeni ormanlarında bir miktarda fındıklı Fındık Ağaçları bulunmaktadır. Bunlardan başka özel olarak yetiştirilen, bol miktarda Elma, Armut, Erik, Vişne ve Şeftali ve Kaysı Ağaçları vardır. Ev önlerinde Üzüm Asmaları, dere boylarında Söğüt Ağaçları, Selvi Kavakları, Son yıllardaki “Benim bir dikili kavağım var” kampanyasıyla bir çok yere Orman İşletmesi Müdürlüğü’nün temin etmiş olduğu çam fidanları dikilmektedir. Özellikle eski Rum ve Ermenilerden kalan evlerin önünde asırlık ceviz ağaçları bulunmaktadır. Ceviz neslinin devam etmesinde izinsiz kesilmemesine borçludur. Yaz aylarının bunaltıcı sıcaklarında serinletici etkisi, temiz havasıyla Akdağmadenililer’in mesire yeri durumuna gelen ormanlarda, yeşilin her türlü tonunu görmek mümkündür. Özellikle ilçe merkezi yakınındaki, buz gibi kaynak suyunun bulunduğu “Kadıpınarı” hafta sonu tatillerinde ve bayramlarda halkı kendine çekmektedir.
DAĞLARI ve TEPELERİ
Arazisinin büyük bir bölümü dağlık olan ilçenin en önemli yükseltisi Akdağlar’ dır. İlçeye ismini veren AKDAĞ bir sıra dağın ilçe merkezindeki en yüksek zirvesi (2.130)’dir. İlçenin diğer dağları şunlardır: Kızıldağ, Çörekli, Değirmen Tepesi, Çomakdağı, Tahtalıdağı, Uzunburun Dağı, Türü Dağı ve Dormik Dağları. İlçemizin yüksek dağları ve birbirinden güzel yaylalarından ünlü halk ozanı Karacaoğlan dahi şiirlerinde övgüyle bahseder. İlçede Karababa Tepesi (2.345 milçenin en yüksek temesi), Kuzgun Tepesi (1.410 m), Çomak Tepesi (1.380 m) ve Göbekkaya Tepesi (1.360 m) ismiyle anılan 4 tepe bulunmaktadır. YAYLALARI Akdağmadeni ilçesi; okyanuslar ortasında bir orman adası gibi benzetme yapılmasından da anlaşılacağı gibi yaylası çok olan bir bölgedir. Akdağlar arasında, görmeye, dinlenmeye değer bir çok yayla vardır. Nalbant,Sırıklı, At Oluğu, Alma Burnu, Dikeni Kalın, Harman, Dinlendim Danışık Kıyak, Pınar Hatap Alanı, Başyurt, Kömerliyerli, deli Hamza, Aktaş, Nusret, Yerliboyun, Kevenliburun ve Kırklar Çalı başlıca yaylalardır.
AKARSULARI
İlçenin genel olarak bir plato görünümünde olması yüzünden akarsular derine gömülmüştür. Bu nedenle büyük ve muntazam akışlı sular yoktur. İlçede bulunan akarsular, genel olarak güney ve doğudaki dağlardan kaynaklanıp iç bükey bir yay çizerek ilçenin sınırını oluşturan Çekerek Irmağı’na dökülürler. Akdağ’ın güney batı yamaçlarındaki Sırıklı Dağı Yoncalık Deresi’nden doğup akan sular kaynak suyunu oluşturur. Bu su Akdağmadeni’ni topraklarından geçerek, şimdi Sarıkaya ilçesine bağlı Hasbek Bucağı arazisini doğudan batıya doğru sulayarak geçer, ve Şefaatli ilçesi civarında Karanlık Dere ve diğer sularla birleşerek Delice Çayını oluştururak Kızılırmak Nehri’ni besler. Bunlardan başka, Akdağın kuzey-doğusundan Başçatak Köyü ile Davulbaz Köyü yamaçlarından doğup Yukarıçulhalı,Ortaköy,Aşagıçulhalı,Dokuz köylerini takiben akan sular Göndelen Çayı’nı oluşturur. Bu su arazinin dik ve meyilli olması nedeniyle hızlı akar ve Yanık Köyü civarında (Göndelen Özü, Akdağ Deresi, Değirmen Özü Deresi, Virankale Deresi, Sarayözü Deresi ve bilhassa Yıldızeli’nden gelen Çakrak Suyu ile birleşerek Çekerek adını alır ve Amasya’da Yeşilırmak’la birleşerek Karadeniz’e dökülür. İlçenin doğusunda Köklü dağından çıkan ve ilçeyi doğudan batıya doğru uzunlamasına bir kemer gibi ikiye bölen Köprü Suyu ile, Kaynarca ve Sıçanlı dağlarından çıkan Özer Suyu ilçe eteklerinde birleşerek Maden Özü adını alır. Ayrıca Çiçekli ve Dikili Özü suları da ilçenin diğer kaynak sularındandır. Bu sularda Çekerek sularına karışır. Kanak Çayı’na dökülen Sarıtaş Deresi, Kaplançanağı Deresi ve Gölayağı Deresi de ilçenin diğer akarsularındır.
ULAŞIM
İlçede engebenin fazla olduğu güneydoğu kısmı hariç diğer yerler düzenli bir ulaşım ağı vardır. Ankara-Yozgat-Sivas-Erzurum üzerinden İran’a giden E-23 karayolu, İlçeyi doğu-batı yönünde katetmektedir. Stabilize yollar genel olarak E-23 karayolunu dikine kesmektedir. Yollar genelde vadi tabanlarını izlemekte, meridiyonel bir dağılış göstermektedir. Stabilize yollar haricinde köyleri birbirine bağlayan sadece yaz mevsiminde ulaşıma açık, kış mevsiminde ulaşıma kapalı köy yolları da vardır. Bu yollar özellikle arızanın fazla olduğu güneydoğu kısmında yoğunluk kazanmakta birlikte ilçenin hemen her yerinde görülür. İlçeden Ankara’ya Yozgat’a Kayseri’ye ve Sivas’a düzenli otobüs seferleri yapılmaktadır. Köyler ile ilçe arasındaki ulaşımda, şahısların mülkiyetinde olan küçük otobüsler ve minibüsler kullanılmaktadır. İlçeyi doğu-batı yönünde kateden E-23 karayolu, ilçe ulaşımında büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Yol boylarında kara nakil vasıtaları ile yolculuk edenlerin dinlenme, yemek vb. ihtiyaçlarını karşılamak üzere benzin istasyonları ve lokantalar yapılmıştır. Bunlar yolboyu yerleşmelerin çekirdeğini oluşturmuşlar, zamanla yol boylarında küçük köyler vücut bulmuştur
AKDAĞMADENİ’NİN TARİHİ